Ferzan Özpetek hayatı ve kariyeri hakkında bilgiler araştırma konusu olmaya devam ediyor. 1959 yılında İstanbul'da dünyaya gelen Ferzan Özpetek 1976 yılında İtalya'ya gitti. 1 yıl boyunca İtalyanca öğrenebilmek için Yabancılar Üniversitesi'ne gitti. İtalyanca öğrendikten sonra sinema eğitimleri alan Ferzan Özpetek birçok İtalyan yönetmen ile birlikte çalıştı. Uzun süren yardımcı yönetmrnliğin ardından ilk filmi olan Hamam filmini 1977 yılında çekti. İşte Ferzan Özpetek hayatı ve kariyeri...

FERZAN ÖZPETEK KİMDİR? HAYATI VE KARİYERİ

Ferzan Özpetek 3 Şubat 1959'da; Kadıköy, İstanbul'da dünyaya geldi., Türk-İtalyan yönetmen, senarist, yazardır.

3 Şubat 1959'da İstanbul'da dünyaya gelen yönetmen, 1976 yılında gittiği İtalya'da önce Perugia Yabancılar Üniversitesi'ne giderek bir yıl boyunca İtalyanca öğrenen yönetmen daha sonra sinema eğitimi almak için Roma La Sapienza Üniversitesi'e geçiş yaptı. Buradaki eğitimini tamamladıktan sonra sanat tarihi, kostüm ve tiyatro yönetmenliği eğitimi için Accademia Navona ve Accademia d'Arte Drammatica okullarına giderek Silvio D'Amico'dan dersler almıştır. Bu dönemde Julien Beck ile The Living Teather'ın Avrupa turnesinde çeşitli görevlerde çalıştıktan sonra, 1982 yılında Scusate il Ritardo filminde Massimo Troisi’nin, daha sonra sokak sanatçısı rolüyle de ilk oyunculuk deneyimini yaşadığı Son Contento filminde Maurizio Ponzi’nin yönetmen yardımcılığını üstlendi. Ferzan Özpetek, yönetmen yardımcısı olarak yaklaşık 15 yıl, Ricky Tognazzi, Lamberto Bava, Francesco Nuti, Sergio Citti, Giovanni Veronesi ve Marco Risi gibi farklı yönetmenlerle çalıştı.

Amerikalı şarkıcı Madonna, bir televizyon programına verdiği röportajda Ferzan Özpetek'in "bir dahi" olduğunu belirtti. Özpetek, 2009 yılında çektiği Serseri Mayınlar isimli filminin Los Angeles Film Festivali açılışındaki gösteriminden sonra John Travolta, Andy Garcia gibi isimlerden de tebrik almıştır.

Ferzan Özpetek, 2005 yılında gerçekleştirilen 42. Antalya Altın Portakal Film Festivali'nde, oyuncular Hülya Koçyiğit, Zuhal Olcay, Aytaç Arman, Kenan Işık ve yönetmen Nuri Bilge Ceylan'ın bulunduğu kurula jüri başkanlığı yapmıştır. 2007 yılında ise 75. Venedik Film Festivali'nde jüri üyeliği yapmıştır.

YÖNETMENLİK KARİYERİ

15 yıl boyunca yaptığı yardımcı yönetmenlik görevinden sonra, yönetmen koltuğuna ilk defa 1997 yılında çektiği Hamam filmi için oturdu.

Hamam

İspanya, İtalya ve Türkiye arasında bir ortak yapım olan ve yapımcılığını Maurizio Tedesco ile birlikte üstlendiği ilk filmi ‘Il Bagno Turco - Hamam’ eleştirmenler tarafından büyük beğeni topladı ve hem İtalya’da hem de diğer ülkelerdeki festivallerde ilgiyle izlendi. 1997 yılının Mayıs ayında İtalyan sinema salonlarında gösterime giren Hamam filmi aynı zamanda Cannes Film Festivalinin en prestijli bölümü olan Quinzaine des Réalisateurs'de yer aldı. 1996-1997 yıllarında düzenli olarak İtalyan sinema salonlarında gösterimde olan film, video kaset olarak çıktığı 1998 yılının Şubat ayına kadar (39 hafta) seyircisiyle buluştu. Fransa, İngiltere, Hollanda, Almanya, Japonya ve Amerika Birleşik Devletleri başta olmak üzere 21 ülkeye filmin satışı yapıldı. Türkiye, Norveç, İsveç gibi çoğu ülkede gişe hasılat rekoru kırdı.

Harem Suare

1999 yılında Tilde Corsi ve Gianni Romoli, Marie Gillain ve Alex Descas ile Ferzan Özpetek’in ikinci filmi Harem Suare’nin yapımcılığını üstlendiler. Hikayesini Gianni Romoli ile birlikte kaleme aldığı filmin konusu, yönetmenin doğduğu şehir İstanbul’da geçer ve Osmanlı İmparatoru Sultan Abdülhamit döneminde harem ağası Nadir ile sultanın en gözde cariyesi Safiye arasındaki aşk hikayesini anlatır. Harem Suare filmi de hem eleştirmenler hem de seyirci tarafından büyük beğeni topladı ve aynı yıl Cannes Film Festivali’nde Un Certain Regard kategorisinde gösterime girdi ve ardından Londra Film Festivali ve Toronto Film Festivaline davet edildi.

Cahil Periler

Stefano Accorsi ve Margherita Buy’ın başrollerini paylaştıkları, Ferzan Özpetek’in üçüncü filmi ‘Le Fate İgnoranti - Cahil Periler’, sahip olduğu uluslararası başarı, eleştirmenlerden aldığı övgüler ve elde ettiği gişe hasılatı ile 2001 sinema sezonunun en önemli filmi oldu. 2001 yılının en önemli gündem maddelerinden biri olarak da kabul edilen Cahil Periler 3 Globi d'Oro ve 4 Nastri d'Argento gibi sayısız ödülün sahibi oldu.

Karşı Pencere

Giovanna Mezzogiorno, Massimo Girotti, Raoul Bova ve Filippo Nigro’nun başrollerini paylaştığı, eleştirmenler ve halk tarafından büyük ilgiyle karşılanan filmi ‘La Finestra di Fronte - Karşı Pencere’ de 2003 yılında uluslararası bir başarı elde etti. 5 David di Donatello, 4 Ciak d'Oro e 3 Globi d'Oro gibi sayısız ödülün sahibi olan filmin dağıtımını Amerika Birleşik Devletleri’nden Sony Classic üstlendi.

Kutsal Yürek

2005 yılında yapımcılığını Gianni Romoli ve Tilde Corsi’nin üstlendiği, başrolde Barbara Bobulova’nın yer aldığı Ferzan Özpetek’in beşinci filmi Kutsal Yürek 12 farklı dalda kazandığı David di Donatello ödülleri gibi birçok başarı elde etti.

Bir Ömür Yetmez

Yönetmenin 2007 yılında gösterime giren filmi ‘Saturno Contro – ‘Bir Ömür Yetmez’, Stefano Accorsi ve Margherita Buy, Pierfrancesco Favino Serra Yılmaz, Ennio Fantastichini, Ambra Angiolini, Luca Argenter, Lunetta Savino Luigi Di Berti ve Isabella Ferrari gibi zengin oyuncu kadrosunu bir araya getirdi. ‘Bir Ömür Yetmez’,yönetmenin daha önceki filmleri gibi uluslararası bir başarı elde etti ve sayısız ödülün sahibi oldu. 64. Uluslararası Venedik Film Festivali'nin resmi jürisinde yer alan Ferzan Özpetek aynı yıl, İsabella Ferrari’nin oynadığı, İtalyan Kanser Araştırma Derneği ‘AIRC’ için bir reklam filmi çekti. Ferzan Özpetek açısından 2008 çok önemli bir yıl oldu. İlk kez kendi senaryosu olmayan fakat Melania Gaia Mazzucco’nun büyük romanından sinemaya uyarlanan bir anonim film çekti. Gianni Romoli ve Tilde Corsi, Fandango’dan Domenico Procacci ile sanatsal işbirliği yaptığı, Isabella Ferrari ve Valerio Mastandrea’nın başrollerini paylaştığı ‘Un Giorno Perfetto – Mükemmel Bir Gün’ filmi çok ses getirdi. 65. Uluslararası Venedik Film Festivali’nde 3 milyon ciroluk bir başarı elde etti, eleştirmenleri şaşırtan ve en çok konuşulan film oldu.

Serseri Mayınlar

Ferzan Özpetek, 2009 yılında Ivan Cotroneo ile birlikte kaleme aldığı, Riccardio Scamarcio, Alessandro Preziosi, Nicole Grimaudo, Ennio Fantastichini gibi önemli oyuncuların karşımıza çıktığı ‘Mine Vaganti – Serseri Mayınlar’ filminin çekimlerini Güney İtalya’nın Lecce şehrinde gerçekleştirdi. Bir aile komedisi olan Serseri Mayınlar 11 Şubat - 21 Şubat 2010 tarihlerinde 70. Uluslararası Berlin Film Festivali’nde Panorama bölümünde dünya gösterimini yaptı ve 2010 yılının Mart ayında İtalya’da sinema salonlarında vizyona girdi. Ferzan Özpetek bu filmin elde ettiği büyük başarı sonucunda Lecce şehri tarafından fahri vatandaşlık ile onurlandırıldı.

4 Aralık – 12 Aralık 2008 tarihleri arasında Museum of Modern Art (MoMa) yönetmenin yedi filmi için özel gösterim organize etti.

2009 yılında İtalya’nın Aquilla kentinde meydana gelen depremin acı hatırası adına hayata geçirilen ‘Molozların Altında 5 Yönetmen’ projesi için ‘Nonostante tutto è Pasqua – Her şeye Rağmen Paskalya’ isimli kısa metraj bir film çekti. Ferzan Özpetek bu filmini, şarkıcı olmak isteyen fakat depremde evinin yıkılmasıyla molozların altında kalarak hayatını kaybeden Allessandra Cora’ya adamıştır.

Fatih Ürek kimdir sorusu araştırma konusu olmaya devam ediyor. TV8 ekranında yayımlanan 2. Sayfa programının konuğu olan Fatih Ürek son olarak Kemal Sunal'uın hiç paylaşılmayan anlarını sosyal medya hesabından paylaşmış görüntüler oldukça beğeni almıştı. Hayatı kariyeri ve magazin gündemine dair açıklamalarda bulunacak olan Fatih Ürek hakkında bilinmeyenler haberimizde

FATİH ÜREK KİMDİR?

Fatih Ürek 3 Nisan 1966 yılında Erzurum'da dünyaya geldi. Türk şarkıcı ve tiyatrocu. Müzik kariyerinin yanı sıra çeşitli dizi ve filmlerde rol aldı.

Erzurum'da bir sucuk fabrikasında kasaplık yapan Şerafettin Ürek'in 4 çocuğundan biri olarak dünyaya geldi. 3 kız kardeşi vardır. Henüz 1 yaşında iken ailesi Bursa'ya göçtü.

15 yaşında Bursa Devlet Tiyatrosu’nun figüran kadrosuna girdi. 20 yaşına kadar tiyatroda çalıştı. Mahir Canova'dan dersler gördü. Ancak tiyatrodan devam etmedi. Bu dönem züccaciyeci ve mobilyacıda çalıştı.

Ses sanatçısı olmaya karar veren Fatih Ürek bir süre Taylan Gazinosunda çalıştıktan sonra İstanbul'a taşındı.

İlk albümü Yaktı Yaktı'yı Raks Müzik etiketiyle 1993 yılında yayınlayan sanatçı bu albümünde, ilk olarak Bülent Ersoy'un Sefam Olsun albümünde seslendirdiği aynı isimli şarkıya yeni yorumuyla yer vermiş, 1995 yılında çıkardığı Sen İki Gözümsün albümünde pop şarkılarının yanı sırasında klasik şarkılara da yer vermiştir. 1997 yılında Reyting Hamdi programında Fred Çakmaktaş'ı canlandırdı.

2008 yılında adından sıkça söz ettiren Sus albümü ile 13 yıllık bir aranın ardından giriş yapan sanatçı bu albümünde seslendirdiği "Hadi Hadi" ve "Sus" şarkılarıyla müzik listelerinde üst sıralara kadar yükselmiştir. Hayde albümünde "Hayde" ve "Yedi Tepe" şarkılarının düzenlemelerinde Emrah Karaduman ile çalışmıştır.

2011 yılında Praktiker'in reklamlarında oynadı. Kanal D'de yayımlanan Gelinim Mutfakta adlı yemek yarışmasının 2018-2020 yılları arasında sunuculuğunu yaptı. Show TV'de yayımlanan Kuaförüm Sensin adlı yarışmada jürilik yapmıştır.

Diskografi

Yaktı Yaktı (1993)
Sen İki Gözümsün (1995)
Sus (2008)
Hala Hala (2009)
Alırım aklını (2010)
Hayde (2011)
300 - 500 (2012) (Single)
Bak Güzele (2013) (Single)
Altın Çağ (2015)
Sallayana Sallaya (2016) (Single)
Tak Tak (2018) (Single)
Havam Yerinde (2019) (Aşk'ın Şarkıları)
Penaltı ve Gol (2019) (Single)

Filmografi

Reyting Hamdi - (1995-2003)
Beyaz Show - (1996) (Konuk)
Şeytanın Pabucu - (2008)
Genco - (2008) - Ses Sanatçısı (42. bölüm)
Neredesin Firuze - (2004)
Güldür Güldür Show - (2014) (Konuk)
Arkadaşım Hoşgeldin - (2014) (Konuk)
Bu Tarz Benim - (2014)
Gelinim Mutfakta (2018-2020) - Sunucu
Jet Sosyete - (2019) - Kendisi (44. bölüm, konuk)
Kuaförüm Sensin - (2020) - Jüri
Menajerimi Ara - (2021) - Kendisi (41. bölüm, konuk)

Seranay Sarıkaya, önceki gün Etiler’de objektiflere yansıdı. Siyah taytının üzerine giydiği buluz ve kırmızı montuyla dikkatleri üzerine çeken oyuncu, "Neredeyse her gün karşılaşıyoruz, ne konuşacağız?” diyerek muhabirlere takıldı.

Çok keyifli olduğu görülen Sarıkaya, "Çok şükür, her şey yolunda. Koşturuyorum, çalışıyorum” dedi. ‘Alice Müzikali'ndeki performansıyla adından söz ettiren oyuncu, "O kadar çok özlemişiz ki, varımızı yoğumuzu veriyoruz” açıklamasını yaptı.

"GAZA GETİRİCİ BİR ŞEY"
Sahnede seyirciyle yüz yüze olmak sizi nasıl etkiliyor? sorusuna, "Tabii ki böylesi daha zor, TV'den filmden. O anda bire bir reaksiyonu almak seyirciden etkileyici, gaza getirici bir şey. Diziye göre daha farklı bir hissiyat. Başka bir disiplin istiyor” yanıtını verdi.

"YETERİNCE DİNLENDİM"
Tatil planı sorulan 29 yaşındaki güzel, "Hiç belli değil daha. Bir şeyler olabilecek gibi ama hiç netleşen bir şey yok. Tatil planları yapılmadı. Yeterince dinlendiğimi düşünüyorum, çalışabilirsem inşallah çalışacağım” ifadelerini kullandı.

Dizi tekliflerinin geldiğini söyleyen Sarıkaya, "Şahmaran'da çok yükseldiğim için ikinci sezon yapacağız. Yeni işler, eski işler tamamlandıktan sonra gelecek” dedi.

"HİÇ DÜŞÜNMEDİM"
Başarılı oyuncu, "Hayatını beyazperdede canlandırmak istediğiniz birisi oldu mu?" sorusunu, "Bilmem, hiç düşünmedim. Hayranlık duyduğum bir sürü insan var. 'Filmleri yapılsa oynamak isterim' derdim ama aklıma bir şey gelmedi şimdi. Bir şey söylerim, ertesi gün manşetlerde 'Hayatını oynamak istiyor' diye çıkar" şeklide cevaplayıp, kahkaha attı.

UMUT EVİRGEN SORUSU
"Sevgilisiniz Umut Evirgen’le sizi el ele ne zaman göreceğiz?" sorularına üzerine ise Serenay, "Teşekkür ederim, kolay gelsin” diyerek, uzaklaştı.

0İzel-Çelik-Ercan üçlüsü şarkılarıyla bir döneme damga vurdu. 1991 yılında Çelik Erişçi, İzel Çeliköz ve Ercan Saatçi'den oluşan grup, 1992 yılında Çelik'in ayrılmasıyla birlikte dağıldı.

Çelik Erişçi, İzel Çeliköz ve Ercan Saatçi, İzel-Çelik-Ercan, grubunun 20'nci yılı anısına Beyaz Show'a konuk olmuştu. Anlamlı programın ardından Çelik, katıldığı bir televizyon programında grubun İzel yüzünden dağıldığını, İzel'in disiplinsiz olduğunu söyleyerek 'Ondan benim için bir cacık olmaz' ifadelerini kullanmıştı.

Her biri tek başına müzik kariyerlerine devam eden grubun üyelerinden İzel Çeliköz, Armağan Çağlayan'ın 'Dur Bi Dinle' programına konuk oldu. Çarpıcı açıklamalarda bulunan İzel, Çelik ile neden küs olduklarını anlattı. İşte İzel'in açıklamalarından satırbaşları...

'BEN AYRILMAK İSTİYORUM' DEDİ
"Birinci albümü yaptık, çok sevildik. Aradan iki sene geçti. Ali Rıza Türker inanmıştı bize o zaman. İkinci albümün repertuar toplantısına girdik. Ercan işin mutfağında olduğu için şarkılar Ercan ağırlıklıydı. Çelik’in de kendisinden katmak istediği şarkılar vardı ama üçlü olduğumuz için zor oluyordu. O toplantıda Çelik ayağa kalktı; ve 'ben ayrılmak istiyorum' dedi. 'Neden' dedik, 'bir sürü şarkı yapıyorum ama iki-üç şarkıdan fazla koyamıyorum' dedi."

'İYİ Kİ AYRILDI'
"İyi ki ayrıldı. Çünkü ayrılmasaydı 'Ateşteyim', 'Hercai', 'Kızımız Olacaktı' derken meğer üst üste tuttuğu o kadar hitler varmış ki tek başına çok daha başarılı olduğunu düşünüyorum. Hepimiz için geçerli bu aslında. Ercan da öyle... O sayede teker teker kendimizi gösterebildik."

'OĞLUNUN HATIRINA MAHKEMEYE VERMİYORUM'
“Şu an Çelik’le konuşmuyorum” diyen İzel, sebebini şöyle anlattı: “Kendisine çok minnettarım, o ayrı. Bana verdiği şarkıların ekmeğini yiyorum. TV’de bir programa çıktı, bana saydırıyor da saydırıyor. ‘Ondan cacık olmaz’ diyor, ‘Söz verir, gelmez’ diyor. Benim ekmeğimle oynama kısmına giriyor bu! Oğlunun hatırına mahkemeye vermiyorum ama ‘Beni diline dolama’ dedim.”

'30 KÜSÜR YILDIR NASIL İÇİNDE TUTTUN?'
“Bir gün telefonlarına bakmıyorum diye bir mesaj yazmış.. Sen 30 küsur yıldır bunları nasıl içinde tuttun? O kadar güçlü bir hafızası var, zeki kültürlü… Çelik benim 30 yıllık arkadaşım. O kadar yıl bunları biriktirdin bana oynadın mı, yoksa darılmayayım diye mi söylemedin? Okuyunca şok geçirdim. Bir daha görüşmedim. Çelik ile konuşmuyorum."

'KUSURLU GÜZELLİK DİYE BİR ŞEY VAR'
Cildini üç kez soydurduğunu da anlatan İzel, “Sürekli bana cildim soruluyor, o kadar sıkılmıştım ki! Seda Sayan da ısrar ediyor, gaza geldim” diye konuştu. Artık bununla barıştığını söyleyen sanatçı, “Kusurlu güzellik diye bir şey var, avuttum kendimi” dedi.

ABD’li yazar Tennessee Williams’ın kitabından sahneye uyarlanan; Aslı Enver, İpek Bilgin, Cem Yiğit Üzümoğlu ve Güven Murat Akpınar’ın yer aldığı ‘Sırça’ adlı oyunun galası, önceki akşam Maximum Uniq Hall’da gerçekleşti.

ÜNLÜLER AKIN ETTİ
Ahsen Eroğlu, Aslıhan Malbora, Çağlar Çorumlu, Cansel Elçin, Damla Sönmez, Nilperi Şahinkaya-Emre Yusufi, Güven Kıraç, Hande Doğandemir, Hazal Kaya, Selin Şekerci, Ozan Dolunay-Pelinay Yiğit, Pınar Deniz, Sadri Alışık ve Serkan Altunorak bu özel günde sahneye çıkan dostlarını yalnız bırakmadı.

"YÜZÜM MAKYAJSIZ VE YORGUNUM"
Kanal D'de pazar akşamları yayınlanan Yargı dizisinin setinden çıkıp oyunu izlemeye gelen Pınar Deniz, makyajsız kameralara görüntü vermekten çekindi. Başarılı oyuncu, “Setten çıkıp geldim. Yüzüm makyajsız ve yorgunum” dedi.

"SEYİRCİ İŞİ SEVDİ"
Dizinin başarısı hakkında konuşan Deniz, “Yaptığın işin karşılık bulması, insanda minnet duygusu uyandırıyor. Seyirci işi sevdi. Elimizden gelenin en iyisini yapıyoruz” ifadelerini kullandı.

"HERKESİN HİKAYESİ DEVAM EDİYOR"
Kısa bir süre önce Yiğit Kirazcı ile ilişkilerini sonlandırma kararı alan Deniz, ayrılık sebebinin sorulması üzerine, “Bu çok özel bir konu. Yiğit ile ayrıldık. Herkesin kendi hikayesi devam ediyor” yanıtını verdi.

İkili, geçtiğimiz yaz sinema filmi 'Aşkın Kıyameti' çekilirken aşk yaşamaya başlamıştı. Deniz, Kirazcı ile ilişkilerinin nasıl başladığını şöyle anlatmıştı:
"İlk tanışma toplantısında karşılaştık. O an sadece işe odaklanmıştım. Benden duymuş olmayın ama kendisi ilk görüşte de boş değilmiş bana karşı. Film bitse de baktık ki hiç ayrılamıyoruz, sonrası iyilik güzellik işte."

Zafer’in ölümüyle yüzleşen Ceylin durumu kabullenmekte güçlük çekerken, Ilgaz ise Ceylin’in geçirdiği sinir krizi anında sevdiği kadına destek oluyor. Ceylin, Zafer’in ölümünü ailesine haber vermeye Ilgaz'la birlikte gidiyor. Acı gerçeği öğrenen Gül yaşadıkları ikinci kayıp karşısında sarsılıyor.

"CEYLİN'İN KOCASI OLARAK BURADAYIM"
Cenazede Zafer’in tabutunu taşıyan Ilgaz, "Ceylin’in kocası olarak buradayım, ailesiyiz biz artık onun” sözleriyle Metin ve Çınar’dan Ceylin ve ailesine destek olmalarını istiyor.

METİN'İN VİCDAN AZABI!
Ceylin’in Metin’i artık babası olarak gördüğünü söylemesi izleyenleri derinden etkilerken, Metin yaşadığı vicdan azabı karşısında eziliyor. Tüm bu yaşananlar Çınar’ı perişan ederken, Metin’in neye karar verdiği ise merak uyandırıyor.

Ceylin ve Erguvan Ailesi'nin Zafer’in başına gelenlerin sorumlusunun Çınar olduğunu öğrenip öğrenmeyeceği, sürükleyici hikayesiyle büyük ilgi gören Yargı’nın yeni bölümünde yanıt bulacak.

OYUNCU KADROSU
Yargı’nın kadrosunda Kaan Urgancıoğlu ve Pınar Deniz ile beraber Hüseyin Avni Danyal, Uğur Polat, Cezmi Baskın, Mehmet Yılmaz Ak, Zeyno Eracar, Uğur Aslan, Arda Anarat, Şükran Ovalı, Pınar Çağlar Gençtürk, Başak Gümülcinelioğlu, Nilgün Türksever, Onur Özaydın, Özlem Çakar Yalçınkaya, Beren Nur Karadiş, Zeynep Atılgan ve Merve Ateş yer alıyor.

Sema Ergenekon’un kaleminin Ali Bilgin’in rejisiyle buluştuğu, Ay Yapım imzalı Yargı dizisi, yeni bölümleriyle her pazar akşamı saat 20.00’de Kanal D’de.

Türkiye'de "Bizim Ev" adıyla ekranlara gelen 1987-1995 yıllarındaki popüler yapım "Full House"un başrolündeki Bob Saget (65), 9 Ocak'ta Florida Orlando'da stand-up gösterisini tamamladıktan sonra döndüğü otel odasında yaşamını yitirmişti.

Sadece ailesini değil hayranlarını da şoke ederek aniden ölen Saget'in, son saatlerini geçirdiği otel odasının görüntüleri ortaya çıktı.Bölgenin yerel güvenlik güçleri, ünlü oyuncunun hayata veda ettiği otel odasının fotoğraflarını paylaştı.

Orange County Şerif Ofisi'nin yayınladığı görüntülerde, 4012 numaralı odada Bob Saget'den geriye kalanlar görülüyor. Şerif ofisi, Saget'in cansız bedeninin bulunma anına ait görüntüleri de gözler önüne serdi.

KIYAFETLERİ ASKIDA KALDI
Orange County Şerif Ofisi'nin paylaştığı görüntülerde Bob Saget'in son saatlerini geçirdiği odanın bütün ayrıntılarını görmek mümkün. Otel odasında bir yuvarlak masa, dört tane sandalye ve bir kanepe de yer alıyor. Ünlü yıldızın askıda bulunan elbiseleri ise ertesi gün öğle saatlerinde otelden ayrılacak olan oyuncunun bavulunu toplama işini ertesi sabaha bıraktığını düşündürüyor.

SON PAYLAŞIM
Saget, ölümünden bir gece önceOrlando'da stand- up gösterisi sergilemişti. Ünlü yıldız, iki saat süren bu gösterinin ardından yaptığı bir öz çekimi de sosyal medya sayfasından paylaşmıştı.

Saget'in bir hayranı da öldüğü 9 Ocak 2022'de ünlü oyuncu ile selfie çektiği bu fotoğrafını sosyal medya hesabından paylaşmıştı. Saget, bu pozu verdikten birkaç saat sonra hayata veda etmişti.

"KAFASINI BİR YERE ÇARPMIŞ AMA ÖNEMSEMEMİŞ"
Bu arada Bob Saget'in ölümüyle ilgili yapılan otopsinin sonuçları da ailesi tarafından geçtiğimiz haftalarda People'a yaptığı yazılı bir açıklamayla duyurmuştu.

Bob Saget,Kafa Travmasınedeniyle hayatını kaybettiği belirtilmişti. Saget'in ailesinin açıklamasında, ünlü yıldızın başının arka kısmını kazayla bir yere ya da bir şeye çarptığı, o gece bunu umursamadan uyuduğu ifade edilmişti. Saget'in önemsemediği bu çarpmanın beyin kanamasına neden olduğu yapılan otopside ortaya çıkmıştı.

Survivor All Star Ünlüler - Gönüllüler sezonu hız kesmeden devam ediyor. Oynanan dokunulmazlık ve ödül oyunları ardından kaybeden ve kazanan takım sonrasında haftanın eleme adayları seçiliyor. Daha sonra ise Survivor'da en düşük SMS'i alan yarışmaya veda ediyor. Peki bu hafta kim elendi? Survivor'da kim elendi, dün akşam hangi takımdan hangi yarışmacı gitti?

SURVİVOR KİM ELENDİ?

Haftanın üçüncü dokunulmazlık yarışı gerçekleşti. Dokunulmazlık oyununun kadınlar yarışını gönüllüler kazandı, erkeklerde ise yarışı gönüllüler alarak üçüncü dokunulmazlığın da sahibi oldu.
Oyunda ödül ise 10 bin TL yakıt puan ile birlikte pirzola, salata, ekmek üçlüsüydü.

Ünlülerin ilk adayı Barış, gönüllülerin ise Evrim oldu. Üçüncü ve dördüncü gitme adayı Bora ile Adem oldu. Atakan son aday olarak Gizem'i seçti. Ünlülerde performansa göre Merve ve Atakan dokunulmaz oldu. Gönüllülerde Seda ve Berkan performans birincisi oldu. Survivor'da elenen isim Bora oldu.

BBC’nin Bafta Ödüllü dizisi 'Doctor Foster’dan ekranlara uyarlanan 'Sadakatsiz', 23 Mart Çarşamba akşamı 53’üncü bölümüyle izleyici karşısına çıktı. BaşrolleriniCansu Dere, Melis Sezen ve Caner Cindoruk’un paylaştığı diziye, intikam planı için yaptığı hamlelerle Asya damga vurdu.

ASYA'DAN YENİ PLAN
Sadakatsiz 53’üncü bölümde; Volkan ve Asya'yı yakınlaşırken görünce başından aşağıya kaynar sular dökülen Derin, arabasına atladığı gibi gitti. Eşinin peşinden giden Volkan, ona kafasında kurduğu her şeyden uzaklaşması gerektiğini, hiçbir şeyin göründüğü gibi olmadığını söyledi. Kocasınainanan Derin, annesine Asya’nın kalmasını sağladığı için öfke kusarken; Asya, planına devam etti. Derya’dan rica ettiği gibi kendi evinin anahtarını Derin’in çekmecesine koyduran Asya, kaçtıkça Volkan tarafından kovalanacağını söyledi.

Asya'nın evinde olanlardan sonra kime inanacağını bilemeyen Volkan, konuyla ilgili hem Ali’yi hem Derya’yı aradı. Babasıyla okulda konuşan Ali, annesinin kendisine “Derin nedeniyle babandan uzak duracağım” dediğini söyledi. Volkan’a olanı biteni anlatan Derya da bir daha Asya ile aralarında bir şey olamayacağını arkadaşına yeniden hatırlattı. Volkan ise inatla Asya’yı aramaya devam etti.

GÖNÜL, HASTANENİN BAŞINA GEÇTİ
Bu sırada Derin’in kendisini suçlamasından çok sıkılan ve vakıf başkanı olamadığı için öfkelenen Gönül ise Asya ve Nevin’in toplantısına baskın yaptı. Hastanenin en büyük ortağı olduğunu hatırlatan Gönlü Güçlü, artık yönetim kurulunun başına geçeceğini bildirdi. Ardından da şirkete giden Gönül, damadına devir işlemleri için imza atmasını söyledi. Duruma bozulan Volkan, imzayı attığı gibi kendisini garanti altına almaya karar verdi. Emlakçısını arayan Volkan, ellerinde tuttukları bütün mülkleri satın aldı.

Zorlu bir gün geçiren Ceren de Derya’ya muayene oldu. Sonrasında Derin’e durumu anlatan Ceren, Nil ve Selçuk’un Maldivler’e balayına gideceğini öğrenince daha da yıkıldı. Bu evliliği bozmak istediğini söyleyen Ceren, Derin’in talimatlarıyla Selçuk-Nil çiftini rahatsızlandığını söyleyerek yoldan döndürdü.

ANAHTAR BİLMECESİ KAFA KARIŞTIRDI
İntikam planı tıkır tıkır işleyen Asya, bütün gün telefonlarını açmadığı Volkan’ı kapısında buldu. Ne olduğunu anlamadığını söyleyen Volkan, Asya’nın her şeyi intikam için yapıp yapmadığını sordu. Durumu kendi lehine çeviren Asya, ondan gitmesini istedi. Eve giden Volkan; Asya’nın, Derin’in anahtarı almış olabileceğini sözlerini hatırlayınca odayı kurcaladı. Çekmecede anahtarlığı bulan Volkan, Derin’e Ali’nin anahtarını görüp görmediğini sordu. Derin’in 'bilmiyorum' demesinin üzerine de Asya’yı arayıp özür diledi.

KOLYE KRİZİ
Planın yeni adımını devreye sokan Asya, çok pahalı bir pırlanta kolyeyi beğendiğine dair Volkan’a haber uçurdu. Asya’ya doğum günü hediyesi almak isteyen Volkan da bunu gidip aldı. Ancak bunun duyulmasını isteyen Asya, Cavidan’la Volkan’ın kuyumcuya gideceği saate bir kahvaltı organize etti. Kendisinden bekleneni yapan Cavidan, Volkan'ı görür görmez Derin’e haber verdi.

Akşam gidecekleri yemekte Volkan’ın kendisine sürpriz yapacağını düşünen Derin, soluğu kuyumcuda aldı. Kuyumcu ise Asya’nın rica ettiği gibi; Volkan’ın aldığı gerdanlığı ona gösterdi. Ardından da Volkan’ı arayan kuyumcu, Derin’in geldiğini ve ona sadece kolye aldığını söylediğini bildirdi. Durumu toparlamak isteyen Volkan ise Derin’e de başka bir kolye aldı.

Volkan’dan köşe bucak kaçan Asya, İstanbul’da gittiği konferansta Aras ile buluşacağı izlenimini vererek telefonlarını kapattı. Asya’yı merak eden Volkan, onun asistanı Pelin’den Aras’ın adına rezervasyon olduğunu öğrenince; Derin’le yemeğe gitmekten vazgeçti. Sekreterine mesaj atan Volkan, 10 dakika sonra şantiyede kavga çıktığını söyleyerek kendisini aramasını iletti.

DERİN'İ ÜZEN HEDİYE
Tam restorana giderken gelen telefonla yemeği iptal eden Volkan, Derin’e kolyeyi arabada verdi. Beklediği gerdanlığı göremeyen Derin, büyük hayal kırıklığı yaşarken; Ceren’in Asya’nın doğum günü planıyla ilgili söylediklerini hatırladı.

Böylece Volkan, Asya’nın peşine düşerken, Derin de kocasının peşinden gitti. Aras’ın gelmediğini öğrenen Volkan, Asya’ya birlikte yemek yiyebileceklerini söyledi. Asya bunu kabul etmese de Volkan, ona aldığı gerdanlığı hediye etti. Kolyeyi boynuna taktıktan sonra kalkan Asya, otelden çıkarken Derin’le karşılaştı.

"İŞİN ZOR, HEP BİR VOLKAN KOVALA"
Kendisine Volkan’ı soran Derin’e kolyesini gösteren Asya, “Kocanı bana sorman çok ironik değil mi? Senin de işin zor Derin; hep bir Volkan ara hep bir Volkan kovala. Her yerden çıkabilir. Belki şu merdivenden belki şu kapıdan” dedi. Yaşadığı hayal kırıklığı ile yıkılan Derin'in haline ve Asya’nın intikam planına sosyal medyadan yorum yağdı. İşte 'Sadakatsiz’in son bölümüne gelen yorumlardan bazıları…

"Kaç kere dedi Asya, damarıma basmayın diye", "O kadar kötülüğün bir bedeli olacaktı", "Asya yine yargı dağıtıyor", "Asya yaşadıklarını yaşatıyor", "Herkes bir gün yaşattığını yaşar be Derin", "Ve Derin kolyeyi görür", "İşte görmek istediğimiz Asya", "Derin sana üzülemiyorum", "Kendim yapsam bu kadar rahatlardım Asya", "Ah Volkan bakalım ne yapacaksın şimdi"

Hilal Altınbilek, İbrahim Çelikkol ve Furkan Palalı'nın başrolünde yer aldığı, Murat Saraçoğlu'nun yönetmen koltuğunda oturduğu, ATV'de izleyicisiyle buluşan Bir Zamanlar Çukurova dizisi ilginç bir olayla gündem oldu.

BALYOZLA KAÇTI!
Olay, Adana'nın Seyhan ilçesine bağlı Yeni Baraj Mahallesi'nde meydana geldi. İddiaya göre; dört yıldır çekimleri devam eden ve Adana’nın 1970’li yıllarını anlatan yapımın ekibi, hastane sahnesi için dizide Çukurova Şehir Hastanesi olarak kullanılan eski Göğüs Hastalıkları Hastanesi'ndeydi. Ekip, hastanede içinde ve dışında hazırlık yaparak çekimlere başladı.

Set ekibi, hastanenin alt katından bir ses geldiğini fark etti. Bunun üzerine alt kata indiklerinde bir kişinin elinde balyozla kaçtığını gördü. Set ekibi, şahsı kovaladı ve hastanenin bahçesinde yakalamadı. Daha sonra da polise haber verdi.

YÜZÜNÜ KAPATTI
Zanlının isminin Abuzer K. olduğu, hastanenin klima ünitelerini balyozla kırıp çaldığı ve bahçe duvarının dışına pencereden çıkartarak taşıdığı belirlendi. Zanlı, basın mensuplarını görünce, yüzünü kapatıp görüntü vermek istemedi.

"SENİ DAHA ÖNCE DE YAKALADIK"
Hastanenin güvenlik görevlisi, hırsızın yanına gelerek, "Seni daha önce de yakaladık. Neden hırsızlık yapıyorsun? Hani söz vermiştin, yapmayacaktın. Bu kez senden şikayetçi olacağız” dedi.

Zanlı polis merkezine götürülürken, Bir Zamanlar Çukurova dizisi çekimleri kaldığı yerden devam etti.

Ankara'daki bir okulda, öğrencinin tahtada konu anlatan İngilizce Öğretmeni Eyüp Sağlık'a yönelik hareketi tepki çekmişti. O öğretmen, yapılan saygısızlığa ders niteliğinde bir davranışla karşılık vermişti.

"ALLAH BANA ORADA SABIR VERDİ"
Neler Oluyor Hayatta canlı yayınına bağlanan Eyüp Sağlık, yaşananları anlattı. Bir öğrencisi tarafından bu hareketlere maruz kaldığını anlatan öğretmen, "Okul idaremiz yasaklamasına rağmen yabancı dil öğretmeni olduğum için öğrencilerin anlamadığı kelimelere bakmaları amacıyla akıllı telefonları o derstte serbest bırakmıştım. Ders anlatırken çocuk yerinden kalmış, yanıma gelmiş ama haberim yok. Birden yüzümde ip dolanır gibi, sarılmalar, tipik tipik bir tuhaf danslar. Şaşırdım, afalladım kaldım. Böyle bir şeyle hiç karşılaşmamıştım. Tabii ki Allah bana orada bir sabır verdi. Aksi bir hareket yapsaydım şu anda gündemimiz daha berbat olurdu" dedi.

"AĞLAYA AĞLAYA ÖZÜR DİLEDİ"
"Derse ilgisiz ama böyle hareketler yapmamıştı. Aklı başında, zeki bir çocuk aslında” diye tanımladığı öğrencisinin kendisinden özür dilediğini belirten Eyüp Sağlık, "Ağlaya ağlaya özür diledi. Benimle görüntülü konuşmalar da yaptı. Gece 3'e, 4'e kadar ağlamış. Annesi de geldi, babasıyla da konuştuk. Hatta beni videoya izinsiz çeken kız öğrenci de özür diledi ama idare işlem yapıyor" şeklinde konuştu.

"EĞİTİM, ÖĞRETİM SABIR İŞİ"
Hakkında işlem yapılan öğrencinin beş gün uzaklaştırma aldığını belirten ve "Eğitim, öğretim anlık hareketlerle değil, sabır işi. 5 yıl, 10 yıl, 20 yıl süren bir şey. Yanlış yaptı ama bu olayın topluma elbet bir faydası olur” diyen öğretmen Sağlık, saygısızlığa karşı gösterdiği tavırla takdir topladı.

Sunuculuğunu Hakan Ural ve Nur Tuğba Namlı’nın yaptığı Neler Oluyor Hayatta programı, hafta içi her gün canlı yayınla saat 09.00’da Kanal D’de.

2018 yılında Sicilya'da dünyaevine giren ünlü İtalyan Influencer Chiara Ferragni (34) ile rapçi Fedez (32), ikinci çocuklarını da geçtiğimiz sene kucaklarına almıştı. Ferragni ile mutlu birlikteliğini sürdüren ünlü rapçiden üzücü haber geldi. Fedez'e nadir görülen pankreas kanseri teşhisi konulduğu öğrenildi.

HASTANE ODASINDAN PAYLAŞTI
Ameliyat masasına yatan Fedez, ardından hastane odasında verdiği pozları Instagram hesabından yayınladı. İyileşme ve tedavi sürecinin olumlu geçtiğinin sinyallerini veren ünlü isim, takipçilerine son sağlık durumu hakkında da bilgi verdi.

"ÇOCUKLARIMA GİTMEK İÇİN SABIRSIZLANIYORUM"
Fedez, konuyla alakalı, "Pankreasın bir kısmını (tümör dahil) çıkarmak için altı saat süren bir ameliyat geçirdim. Ameliyattan iki gün sonra iyiyim ve çocuklarıma, eve gitmek için sabırsızlanıyorum. Biraz zaman alacak..." açıklamasını yaptı.

Ünlü rapçi, ayrıca, "Bu yoğun günlerimde yanımda olan doktorlara, cerrahlara ve hemşirelere teşekkürler. Bana gönderdiğiniz tüm destek ve pozitif mesajlar için de çok teşekkür ederim... Sizi seviyorum" ifadelerini kullandı.

"HER ŞEYDEN KORKTUK"
34 yaşındaki Chiara Ferragni de konuyla ilgili sosyal medya hesabından yaptığı paylaşımda, "Her şeyden korktuk: Teşhis, ameliyat, iyileşme, hayatımız ve ailemizin geleceği" ifadelerini kullandı.

'HAYATIN NE KADAR DEĞERLİ OLDUĞUNU ÖĞRETTİ'
Chiara Ferragni ardında Fedez'in operasyonunun başarılı geçtiğini belirtip "Umuyoruz ki bu bizim için kötü bir anıya dönüşecek" diye yazdı. Ferragni, bu deneyimin kendilerine hayatı dolu dolu yaşayıp keyif almak gerektiğini bir kere daha öğrettiğini belirtti. Hem Fedez'in hem de Chiara Ferragni'nin sosyal medyadaki takipçilerinden çok sayıda 'geçmiş olsun' mesajı geldi

PERİ MASALI GİBİ DÜĞÜN
Öte yandan Instagram'da 26 milyondan fazla takipçisi olan Chiara Ferragni'nin dört yıl önce Sicilya'da gerçekleşen düğünü peri masallarını aratmamıştı. Çiftin, gösterişli düğünü günlerce konuşulmuştu. İkilinin, birlikteliklerinden Leone adında bir oğlu ve Vittoria isminde bir kızı bulunuyor.

Beyaz TV'de yayınlanan ‘Söylemezsem Olmaz’ programının sunucuları Seren Serengil, Bircan Bali ve Arto, sahne şovları ve iddialı kostümleriyle gündem olan popçu Gülşen’i, ‘Lolipop’ adlı şarkısı için verdiği pozlar nedeniyle eleştirdi.

Üç ismin kişisel hırs ve husumetle haber verme sınırını aşarak kendisine hakarette bulunduğunu iddia eden 45 yaşındaki Gülşen, İstanbul Aile Mahkemesi’ne başvurarak, korunma talebinde bulundu.

"PSİKOLOJİK ŞİDDET UYGULUYORLAR"
Dilekçede, “Davalılar, ülkenin halihazırda hiçbir problemi yokmuş gibi gerçek dışı beyan ve iddialarla, haksız ve hukuka aykırı bir şekilde Gülşen’i gündemin birinci sırasına çıkarmaya çalışmaktadır. Davalılar, programın reytingini arttırmak uğruna gerçeğe aykırı bir şekilde Gülşen’in toplum önündeki itibarını sarsmaya ve kişilik haklarına saldırıda bulunmaktadır. Gülşen’i hedef göstererek alenen hakaretlerde bulunan ve psikolojik şiddet uygulayan davalıların bu eylemine son vermesi için mahkemenizden tedbir kararı verilmesini istiyoruz” denildi.

MAHKEME KARARINI VERDİ
Hürriyet gazetesinden Özge Eğrikar'ın haberine göre; tedbir talebini değerlendiren İstanbul Aile Mahkemesi, Gülşen’i haklı buldu.

Mahkeme, davalılar Seren Serengil, Bircan Bali ve Arto’nun bir ay süreyle şarkıcıya yönelik şiddet tehdidi, hakaret, aşağılama ve küçük düşürmeyi içeren söz ve davranışlarda bulunmamasına ve iletişim araçlarıyla rahatsız etmemesine hükmetti.

KARARA UYMAZLARSA 'ZORLAMA HAPSİ' UYGULANACAK!
Mahkeme, davalılar Bali, Arto ve Serengil'in tedbir kararına aykırı davranması halinde 3 günden 10 güne kadar ‘zorlama hapsi’ uygulanacağını da kararında açıkladı.

Ulaş Tuna Astepe, sunucu İbrahim Selim’in "Senin röportaj verdiğin rastladığımız bir şey değil. Sebebi nedir, hoşlanmaz mısın?” sorusu üzerine yılar önce yaşadığı bir olayı anlattı.

"TATLI ŞEYLERDEN BAHSETMEK İSTİYORDUM"
Ünlü oyuncu, “Seneler evvel ilk işe başladığım zamanlarda bir röportaj yapmıştım. Röportajlar da bilirsin bir önceki röportajlar okunarak gerçekleştirilir çoğunlukla. Benim de tabii böyle deprem, kayıplar gibi hikayelerim var hayatımda ve yine tekrar tekrar aynı sorular sorulmaya başlandı. Çok da güzel güneşli bir pazartesi günüydü Beyoğlu’nda ve tatlı şeylerden bahsetmek istiyordum ama ‘Öyle mi? Deprem yaşamışsınız’ gibi sorularıyla haber çıkarmaya çalışan ısrarcı bir muhabir ile karşı karşıya olduğumu anladım. Söyleşinin bir noktasında olayları anlatırken ‘Böyle anlatınca da Zeki Demirkubuz filmleri gibi oldu’ dedim. Tabii o sırada ses kayıt cihazı kayıt almaya devam ediyordu ve ertesi gün manşet; ‘Hayatım Zeki Demirkubuz’a İlham Olurdu’ şeklindeydi. Böyle bir şey dememiştim ve bu başıma geldiği için 'Artık yanlış anlaşılmaktansa hiç anlaşılmayayım daha iyi' diye düşünerek röportajlardan kaçınıyorum” dedi.

"BABAMDAN KALAN YADİGAR SAAT ÇALININCA EPEY ARADIM"
'Sen Anlat Karadeniz'in Tahir'i, “Uğur getirdiğine inandığın için yanından ayırmadığın bir eşyan var mı?” sorusuna şu karşılığı verdi:
"Bir saatim vardı, babamdan kalma yadigar. Evimize hırsız girdi ve onu çaldı. Halen de arıyorum onu ve her işimde takmıştım uğur getirsin diye. Bir sabah kız arkadaşımla birlikte uyandığımızda evdeki beyaz kilimimizin üzerinde iki siyah ayak izi gördük. Laptop’ı filan her şeyi almış ve o saati de almıştı. Yani o saati neden alırsın öyle çok bir maddi değeri de yoktu. Fakat o dönem diziyi izleyen, takip eden insanlar bir süre takmadığımı görünce ‘O saati neden takmıyorsun?’ gibi mesajlar atmaya başladı. Ben de pek cevap veren biri değilim normalde ama birine ‘Hırsız girdi evimize, takmayın kafanıza’ şeklinde bir yanıt verdim. Bu büyük bir olaya döndü ve 10 gün içerisinde İstanbul’daki saatçim arayıp, ‘Ulaş senin saatini arıyorlar her yerde haberin olsun’ dedi. İnsanlar bit pazarlarına filan gidip bu saati aramışlar, böyle de tutkulu bir hayran kitlesi vardı o işin. Ben de bir an için umutlandım belki alan kişi görür de arayıp, ‘Abi o saat bende haberin olsun’ der diye. Ama öyle bir şey olmadı."

"TROL GEMİSİ GÖRÜNCE GÖZÜMÜ ALAMIYORUM"
Ulaş Tuna Astepe, “Gördüğünde gözünü alamadan dakikalarca baktığın şey ne?” sorusu üzerine dikkat çeken bir açıklama yaptı.

33 yaşındaki oyuncu, "Benim buna başka bir cevabım vardı işte ne bileyim iyi insan, güzel huylu filandı ama beni uyandırdılar bu konuda ve asıl gözümü alamadığım şeyin Trol Gemisi olduğunu söylediler. Yani bana ‘Böyle şeyler değil Ulaş, sen Trol Gemisi görünce gözünü alamıyorsun’ dedi arkadaşlarım. Hakikaten de uzakta bir yerlerde Trol Gemisi gördüğümde gözümü alamıyorum. Hani böyle inşaat izlerken gözünü alamayan amcalar olur ya ben de Trol Gemisi’ne baktığımda tıpkı öyle oluyorum. Çünkü bakarken aklımdan ‘Ne kadar değişik bir iş yapıyor, yapmasa mı acaba? Bütün balıklar mahvoldu’ gibi değişik düşünceler geçiyor. O yüzden de bir türlü gözümü alamadığım bir şey oluyor Trol Gemisi" ifadelerini kullandı.

Şarkıcı, “Nikah sonrası bir yemek tertip etmeyi düşünüyoruz. Gelinlik abartısız olacak” dedi. Sayan, vokalistliğini üstlenen sevgilisi için, “Artık yapmayacak. Tek başına sahneye çıkacak” diye konuştu.

'Keeping Up with the Kardashians' isimli reality show’da ailesiyle birlikte yer alan ve her yaptığı hareket olay olan Kylie Jenner, Instagram’daki 321 milyondan fazla takipçisine ayakkabı koleksiyonundan parçalar gösterdi.

Kendi kozmetik firması da bulunan 24 yaşındaki Jenner, halı kaplı zemini çekerek renkli ve uyumlu topuklu ayakkabılarını, stilettolarını, botlarını ve spor ayakkabılarını Instagram hikayesinden yayınladı.

Üç uzun sıranın üzerinde yer alan ayakkabıların çoğu pembe olmakla birlikte, siyah, mavi, mor, yeşil, turuncu, kırmızı ve nötr tonlu çeşitler de bulunuyordu. Tüylerden plastiğe kadar değişen bir malzemeye sahip olan süslü ayakkabılara, çok sayıda tasarımcı markası da eşlik etti.

Jenner’ın sahip olduğu geometrik topuklu Dolce & Gabbana rugan sandaletleri 13 bin 500 TL’ye (895 dolar), Jacquemus deri sandaletleri 12 bin 500 TL’ye (860 dolar) ve aynı tasarımcının havlu sandaletleri de 12 bin TL’ye (785 dolar) satılıyor. Ayrıca, Valentino ürünlerinin fiyatları da 14 bin ila 17 bin TL (920-1100 dolar) üzerine kadar değişebiliyor.

EN GENÇ MİLYARDER
Kylie Jenner’ın hikayelerinde en az 40 çift pahalı ayakkabı görünürken bu ayakkabıların tahmini fiyatının ortalama 600 bin TL (40 bin dolar) olabileceği yorumu yapıldı.

2019’da Forbes dergisi, 2019 yılında Kylie Jenner’ı servetini kendi yapan en genç milyarder seçmişti.

İKİ ÇOCUK ANNESİ
2017'de Coachella Müzik Festivali'nde Travis Scott ile aşk yaşamaya başlayan reality show yıldızı Kylie Jenner, 2019 yılında rapçi ile yollarını ayırmıştı. Ünlü çift, 2021 yılında yeniden bir araya gelmişti. Jenner'ın Travis Scott ile 4 yaşında Stormi adında bir kızı ve oğlu var.

Ay Yapım imzalı 'Üç Kuruş', her pazartesi Show TV ekranlarında izleyici karşısına çıkıyor. Başrollerini Uraz Kaygılaroğlu ve Ekin Koç'un paylaştığı, kadrosunda; Diren Polatoğulları, Nesrin Cavadzade, Aslıhan Malbora, Nursel Köse, Kadir Çermik, Mustafa Kırantepe, Uğur Yıldıran, Umutcan Ütebay, Damla Makar gibi isimlerin yer aldığı diziye son olarak Necip Memili dahil oldu.

Necip Memili, hikayeye; Kartal ile Efe'nin beraber verdiği mücadeleye; Baybars'ın gizemli büyük oğlu olarak hızlı bir giriş yapacak. Ünlü oyuncunun canlandıracağı 'Kılıç Hicaz' karakterinin hikayede dengeleri nasıl değiştireceği şimdiden merakla bekleniyor.

Senaryosunda Damla Serim, Eset Akçilad ve Berrin Tekdemir’in imzası bulunan 'Üç Kuruş' dizisinin yönetmen koltuğunda iseSinan Öztürk oturuyor.

Uğur getirdiğine inandığı babasının yadigar saatinin çalındığını söyleyen oyuncu, “Takip eden insanlar, ‘Neden takmıyorsun?’ gibi mesajlar atmaya başladı. Söyleyince, bit pazarlarına falan gidip, bu saati aramışlar. Böyle de tutkulu bir hayran kitlem var” dedi.

SERCAN KISMET
Brezilyalı Jessica May, uzun süredir hayalini kurduğu Türk vatandaşlığını kazandı. 17 yaşından beri burada olan oyuncu, güçlü bir Türk kadınını oynamak istediğini söyledi. The Ritz-Carlton Istanbul’da buluştuğumuz May ile Türk vatandaşlığını, aile hayatını ve projelerini konuştuk.

- Artık Türk vatandaşı oldunuz, neler hissediyorsunuz?

Dört yıl bekledikten sonra Türk vatandaşlığını kazanınca kimlik için hemen başvuru yaptım. Kimliğim ertesi gün elime ulaşınca oturduğum bölgedeki esnafa, “Artık benim kimliğim var, size lazım mı?” diye sordum. Sürekli kimliğime bakıyorum. Çok güzel bir duygu. Kelimelerle ifade edebileceğim bir his değil. Mesela artık oy kullanabileceğim.

- Vatandaşlık süreci nasıl geçti?

Bahsedildiği kadar kolay değil. Çok uzun bir prosedür var. Zaten bu süreçte bir avukatla çalıştım. Farklı evrak ve daha önce bilmediğim birçok şey duydum. Portekizce’den Türkçe’ye birçok şey çevirdim. Evlendikten üç yıl sonra hak kazanabiliyorsunuz. Evlendikten hemen sonra başvurdum. Bu süreçte geçmişimi araştırdılar. Cidden uzun ve zor bir yol oldu.

- Vatandaşlık almak isteyenlere yardım eder misiniz?

Tabii ki... Çok soru gelmeye başladı. Halkın önünde olmamıza rağmen tüm prosedürleri uyguladılar. ‘Torpille almışsın’ diyenler oldu. Polis evimize gelip, evliliğimizi kontrol ettiler. Mülakata gittim. Herkes gibi sırada bekledim.

- Zaten Türk gibiydiniz, kimlikten sonra bir şey değişti mi?

Daha yeni yeni idrak ediyorum. Burayı çok sahiplendim. Türk insanları da beni sahiplendi. Bu toplumun içindeki insanlarla aynı haklara sahip olmak benim için gurur verici... Vatandaşlığı aldıktan sonra sosyal medyadan, “Zaten biz seni Türk olarak görüyorduk” diye mesajlar atıldı.

- Türkiye sizin için ne ifade ediyor?

Burada hayatımın en önemli yıllarını geçirdim. 17 yaşında geldim. Burada model oldum, oyunculuğa başladım ve eşimle tanıştım. Burası benim ikinci vatanım.

- Yıllardır buradasınız, neden daha önce vatandaşlık için başvuru yapmadınız?

Evet, 11 yıldır Türkiye’deyim. Evlenmeden önce bir ev ya da başka bir şey satın alıp, vatandaşlık kazanabilirdim. Ama ben vatandaşlığı satın almak değil, hak etmek istiyordum. O yüzden bekledim.

- Kendinizi Brezilyalı mı, yoksa Türkiyeli mi hissediyorsunuz?

Sonuçta Brezilya’da doğdum ve büyüdüm. Aslında ailem göçmen. Annem İtalyan ve Alman, babam ise Litvanyalı... Brezilya’ya göç etmişler. Ama ana vatanım Brezilya... Burası ikinci vatanım. İki ülke de benim için çok önemli... O yüzden birini seçemem. Kalbimde ikisi de var. Rüyalarımı bazen Türkçe, Portekizce ve İngilizce gördüğüm oluyor.

‘TÜRKİYE VE BREZİLYA KÜLTÜR OLARAK BENZİYOR’

- Brezilya’da Türkiye’yi nasıl anlatıyorsunuz?

Bunu bir görev edindim. Brezilya’da bana Türkiye için, ‘Sokaklarda deve var mı?’ diye soruyorlar. Burayı çok merak ediyorlar. Yanlış bilgileri düzeltiyorum. Buranın modern, gelişmiş ve büyüleyici yer olduğunu belirtiyorum. İstanbul’un Avrupa ve Asya’yı birleştiren, mükemmel bir şehir olduğunu belirtiyorum. Buradakilere ise Brezilya’yı anlatıyorum. İki ülke arasında köprü gibiyim.

- Türkiye’ye ilk geldiğinizde temelli kalma fikriniz var mıydı?

Keşfetmeyi çok seviyorum. 17 yaşında modellik yapıyordum. Aslında Çin’e gidecektim ama iptal olunca Türkiye’ye geldim. Eşim Hüseyin’le (Kara) bir işte karşılaştık ve sevgili olduk. Üç ay sonra İspanya, İtalya ve Almanya’ya gidecektim ama Türkiye’de kendimi iyi hissedince, kaldım. Türkiye ve Brezilya, kültür olarak benziyor.

- Türk vatandaşı olduktan sonra oynamak istediğiniz bir karakter var mı?

Güçlü bir Türk kadınını oynamak istiyorum. Zaten resmi olarak artık Türküm. Uzun zamandır burada yaşadığım için kültürünü biliyorum. Artık Türk ismiyle bir karakteri canlandırmak istiyorum. Bütün katıldığım programlarda şarkı söylememi istiyorlar ama sesim kötü. Son dönemde şan dersi almaya başladım. Yakın zamanda Türkçe bir şarkı söylemek istiyorum.

'ŞÖHRET İÇİN BU İŞİN İÇİNDE DEĞİLİM'

- Türkçe’yi iyi konuşuyorsunuz. Dil dersi aldınız mı?

Dil dersi hiç almadım. Kulaktan duyduklarımla konuşuyorum. En büyük şansım çok dizi senaryosu okumam oldu. Bazen yabancı olduğuma inanmıyorlar.

- İlk projeden itibaren hep başrol olarak izleyici karşısına çıktınız. Bu bir avantaj mı?

Aslında bir avantaj değil. Hep başrol olmanızı bekliyorlar. Başrol olmadığınız zaman, ‘Başarısız mı oldu?’ diye düşünülüyor. Şöhret için bu işin içinde değilim. Oyunculuğu sevdiğim için yapıyorum.

- Popülerlik hayatınızda bir şeyleri değiştirdi mi?

Tabii ki değiştirdi. İnsanların sizi tanıması çok farklı bir his. 15 yaşına kadar çiftlikte büyüdüm. Orada kimseyi görmüyordum. İnsanlardan uzak yaşadım. Popülerliği sosyal sorumluluk projeleri için kullanmaya çalışıyorum.

‘ŞU AN PLANLARIMIZ ARASINDA ÇOCUK YOK’

- Hüseyin Kara’yla evliliğiniz nasıl gidiyor?

Çok güzel gidiyor, nazar değmesin. 11 yıldır birlikteyiz.

- Çocuk düşünüyor musunuz?

Tabii ki istiyoruz ama şu an planlarımız arasında yok. Kariyerimin başındayım. Bir şey yaptığım zaman tüm konsantrasyonumu ona ayırmak istiyorum. Çocuğum olduğu zaman kendim bakmak istiyorum.

Kanye West ile kısa süreli yaşadığı aşkla gündeme gelen 32 yaşındaki oyuncu, giyim tarzıyla dikkat çekti.

Çevredeki bakışlara aldırmayan Julia Fox, kendisini görüntüleyen paparazilere de pas vermedi.